HOŞGELDİNİZ!
  TIYATRO VE SKECLER
 
HALK MÜZİĞİ-POP MÜZİĞİ
(Komedi)
 
Spiker: Sayın seyirciler, konuklarımla Türk müziğini tartışacağız. Ama öncelikle şunu belirtmekte fayda görüyorum. Bir tartışma programının izlenebilmesi için tartışmada kavga dövüş olması şart. Onun için biz de bu tartışma esnasında tartışmacılarımız arasında kavga dövüş çıkması için özel bir gayret sarf edeceğiz. Anlarsınız ya, devir reyting devri. Evet önce kavga dövüşçüler. Eeee, pardon tartışmacılar kendilerini tanıtsınlar. Buyrun.
 
Şevket: Efendim, adım Şevket, soyadım Çınaraltındayataryatmazuyuroğlu.
 
Spiker: Soyadınız ne?
 
Şevket: Çınaraltındayataryatmazuyuroğlu.
 
Spiker: Soyada bak ya! Oldukça uzun. Çınar altında yatar yatmaz... Her neyse. Bu soyadı nerde büyüttünüz?
 
Şevket: Saksıda.
 
Spiker: Siz bu tartışmaya hangi sıfatla katılıyorsunuz?
 
Şevket: Efendim, ben “Halk Müziğini Sevmeyenlerin Kafasını Kırmalı Derneği”nin başkanıyım. Halk müziğiyle doğdum, halk müziğiyle yaşıyorum ve halk müziğiyle öleceğim. Yaşasın halk müziği. 35 yaşındayım. Bekarım. Yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim.
 
Spiker: Derneğinizin adı neydi?
 
Şevket: Halk Müziğini Sevmeyenlerin Kafasını Kırmalı Derneği.
 
Spiker: Çok ilginç bir dernek. Şimdi de sizi tanıyalım.
 
Orçun: Benim adım Orçun. Top müziğine, pardon pop müziğine gönül vermiş milyonlarca gençten biriyim. Ayrıca “Aramızda Top Var Derneği”nin yönetim kurulu üyesiyim. 18 yaşındayım. Karşı taraftaki arkadaşıma hayatında mutluluklar dilerim.
 
Şevket: Ben senin nerden arkadaşın oluyorum lan! Pis popçu.
 
Spiker: Efendim, Şevket Bey size, pis popçu, dedi. Bu konuda ne diyorsunuz?
 
Orçun: Kem söz sahibine aittir.
 
Spiker. Efendim, Orçun Bey, pis popçu lafını aynen iade ettiğini söyledi. Siz ne diyorsunuz?
 
Şevket: Kafasını kırarım, diyorum.
 
Spiker: Her neyse ben ortamı yumuşatayım isterseniz. Şevket Bey, önce size sorayım: Siz pop müziğinden hoşlanmıyorsunuz, neden?
 
Şevket: Efendim, öncelikle pop müziğinin sözlerini hiç beğenmiyorum. Çok edepsizce sözler var. Mesela bu züppenin derneğinin adı neydi?
 
Orçun: Kimin? Benim mi?
 
Şevket: Yok babanın.
 
Orçun: Babamın derneği yok ki.
 
Şevket: Oğlum babandan bana ne! Senin derneğinin adı neydi?
 
Orçun: Aramızda Top Var Derneği.
 
Şevket: Bakın ne kadar edepsizce bir dernek. Bu, bir şarkının da sözleri değil mi?
 
Orçun: Evet, bu sözler bir şarkının da sözleri. Ama efendim meseleyi çarpıtmayalım. Bunlar çok masumane söylenmiş sözler. Şimdi ben “Aramızda top var.” Desem, ne dersiniz? (Bakışırlar)
 
Şevket: Kim ulan o, derim.
 
Orçun: Bakın işte çok yanlış düşünüyorsunuz. (Cebinden küçük bir pinpon topu çıkarır.) Bu ne?
 
Şevket-Spiker: Top.
 
Orçun: Şu anda aramızda bir top var. Yani bu sözlerde ne var ki?
 
Şevket: “Bandıra bandıra ye beni.” demek ne demek?
 
Orçun: Aslında o sözle kastedilmek istenen... Aslında eeee kem küm. Diğer soruya geçiniz efendim. Ayrıca halk müziğinde edepsiz sözler yok mu? “Dağlar seni delik delik delerim.” Demek ne demek?
 
Şevket: Bu sözlerde ne var ki?
 
Orçun: Kötüsü, hiç bir şey yok. Bomboş sözler. Çok basit müzikler. Halk müziği dinleyen insanlara şaşırıyorum. Şahsen o müziği dinlerken benim başım ağrıyor.
 
Şevket: Böyle konuşmaya devam edersen ağrıyacak bir başın bile olmayacak. Sen kim, halk müziği hakkında kötü şeyler söylemek kim. Entel züppe.
 
Spiker: Ortalık kızışıyor iyi. Az sonra bunlar birbirine girer.
 
Orçun: Halk müziğini duyunca kargalar bile üç gün ses çıkaramıyorlarmış. Biliyor musunuz?
 
Şevket: Niye?
 
Orçun: Çünkü halk müziği kargaların “gaaak” sesinden bile kötü.
 
Şevket: Allah. Tutmayın lan beni. Bu halk müziğine karga dedi. Öldün lan sen artık. Sana şimdi bir çakacağım yamulacaksın.
 
Orçun: Yok ya! Şimdi ben sana bir kroşe geçiririm feleğini şaşırırsın. (Kalkarlar)
 
Spiker: Beyler lütfen daha programın bitmesine çok var. Hemen dövüşürseniz program yarım kalır. Ben size dövüşeceğiniz zaman haber veririm. Lütfen oturun.
 
Şevket: Bu sana ne geçiririm, dedi?
 
Spiker:Kroşe geçiririm dedi.
 
Şevket: Ne o? Kötü bir şey mi?
 
Spiker: Evet.
 
Şevket: Aynısından ben de sana geçiririm.
 
Spiker: Beyler lütfen biraz daha sakin olalım. Şimdi ben size soru sorayım. Önce Şevket Bey, siz hangi enstrümanları çalabiliyorsunuz?
 
Şevket: Hırsızlık bizim kitabımızda yazmaz.
 
Spiker: Efendim anlamadınız.
 
Orçun: Anlamaz o zaten.
 
Şevket: Sen konuşma, her lafa maydanoz olma.
 
Spiker: Yani diyorum, hangi müzik aletlerini çalabiliyorsunuz?
 
Şevket: Benim sazım var.
 
Orçun: Benim de gitarım var.
 
Şevket: Heh, gitarı varmış, yesinler gitarını.
 
Spiker: Hop hop, sarkıntılık yok beyler. Neyse programın sonunda sizden birer parça dinleriz herhalde. Şimdi sizlerin eğitim düzeyi üzerine konuşalım. Şevket Bey, hangi okulları bitirdiniz ve hangi üniversiteden mezun oldunuz?
 
Şevket:Efendim eee! Ben eeee ilkokulları bitirdim.
 
Spiker: Nasıl yani?
 
Şevket: Yanisi ilkokulu on iki senede bitirdim. Babam ondan sonra okumama müsaade etmedi. Aslında müsaade etseydi ortaokulu bile bitirirdim. Ama babam göndermedi. Bütün suç babamın, şikayetçiyim.
 
Spiker: Yani ilkokul mezunusunuz. Müzik bilginiz var mı?
 
Şevket: Müzik bilgim var da denebilir yok da denebilir. Bir defa Arif Sağ’ı uzaktan görmüştüm. Müzik bilgim bu kadar.
 
Spiker: Arif Sağ’ı uzaktan görmek, müzik bilgisi mi?
 
Şevket: Niye olmasın? Arif Sağ denince akla saz geliyor. Saz denince akla müzik geliyor. Bundan iyi müzik bilgisi mi olur?
 
Spiker: Orçun Bey, siz hangi okulları ve üniversiteyi bitirdiniz?
 
Orçun: Efendim ben ilkokulu içerden, ortaokulu dışardan bitirdim. Ondan sonra hayata atıldım. Müzik bilgim do re mi fa sol la si do re mi fa sol la si do...
 
Spiker: Tamam tamam. Beyler anlaşılan siz hem eğitimsiz hem de müzikten anlamayan kimselersiniz. Şimdi bu durumda biz sizinle neyi tartışıyoruz ki?
 
Şevket: Ayıp oluyor spiker bey. Şimdi sen bize kara cahil mi diyorsun? Beni üzdün ve yüreğimden yaraladın ve can evimden vurdun. Artık sazımı alır giderim. (Kalkar.)
 
Spiker: Hayır yanlış anladınız, lütfen oturun.
 
Şevket: Çok ısrar ettin, oturayım bari.
 
Orçun: Israr etmiyor gidebilirsin.
 
Şevket: Sen konuşma züppe. Bir kere sen şu sakalını kes de öyle konuş. Jilet kesmedi herhalde, sakalının yarısı kalmış.
 
Orçun: Sen ne anlarsın, bu moda.
 
Spiker: Beyler lütfen yine başlamayalım. Sonuçta sizler iyi bir eğitim almamışsınız. Müzik bilginiz sıfır. Hatta eksi bir. Sizinle anlamadığınız bir konuyu yani müziği tartışıyoruz. Bence başka bir konu tartışalım.
 
Orçun: Şimdi sen bizim cahil olduğumuz ve müzikten anlamadığımız konusunda ısrar ediyorsun öyle mi?
 
Spiker: Evet, öyle.
 
Orçun: Arkadaşım bak benim bir gururum var, haysiyetim var, evim var, arabam var, şerefim var. Bunlarla oynama. Yoksa ben de seninle çiftetelli oynarım.
 
Şevket: Çiftetelli bir halk müziği parçası. Onu karıştırma.
 
Spiker: Parça demişken, sizden birer parça dinleyelim isterseniz.
 
Şevket: Dinlemesek olmaz mı? Ben biraz yorgunum da.
 
Spiker: Olur mu efendim. (Şevket sazı alır, o yana bu yana çevirir, çalamaz)
 
Orçun:Bu saz çalmayı da bilmiyordur.
 
Şevket: Valla akşam çalıyordum. Uyuyunca unutmuşum.
 
Spiker: Efendim, sizden bir parça dinleyelim. (Orçun da çalamaz)
 
Şevket: Çalmayı bilmiyorsun değil mi? Züppe heh heh.
 
Spiker: Her neyse beyler kalsın. Programın sonuna geldik. Reyting patlaması için bunları fişeklemek lazım. Orçun Bey, az önce Şevket Bey size “züppe” dedi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
 
Orçun: O benim gitarımın teli.
 
Şevket: Ulan bana sazımın teli, kanunumun teli, udumun teli de ama gitarımın teli deme.
 
Orçun: Gitarımın teli de gitarımın teli.
 
Şevket: Ulan senin gitarının da, gitarının telinin de. Allaaaah! Tutmayın lan beni. Heyt! (Spiker kalkar. Onlar kavgaya tutuşurlarken spiker de onları ayırmaya çalışırken perde kapanır. )
 
 
 
SON
ALIŞVERİŞ CANAVARI
OYUNCU KADROSU:
 
1.      Arzu (Kız)
2.      Ertan (Erkek)
3.      Kaynana (Kız)
 
DEKOR: Olay markette geçmektedir.Market dekoru için raflar, malzemeler ve kasa.
 
(Oyun adamın eşini elindeki zincirli saatle hipnoz etmeye çalışmasıyla başlar. Kadın gözleriyle adamın elindeki saati takip etmektedir.)
 
Ertan:_Relax hayatım… Relax hayatım… Relax hayatım… Daha az alışveriş, cebimizde daha çok para, relax hayatım… Daha az alışveriş, cebimizde daha çok para, relax hayatım…
Arzu:_  (Biraz etkilenmiştir. Kafasını sallayarak uyanır.) Çek şunu Ertan , beni alışveriş yapmayayım diye hipnoz mu ediyorsun?
Ertan:_Napiyim yani markete girdin mi çıkmak bilmiyorsun, ne var ne yoksa topluyorsun.
Arzu:_  Ne yani, ben ihtiyacımız olan şeyleri alıyorum.
Ertan:_Peki geçen alışverişte ne yapmıştın? Raftakilerle birlikte rafları da söküp gelmiştin. Poşetten iki tane de raf çıktı.
Arzu:_  Ne var yani araya iki raf sıkıştıysa?
Ertan:_Bak hayatım sakin olacaksın. Unutma aldığın her şeyin parası bizden çikacak tamam mı? Evet şu an korkulacak bi şey yok. Annene haber vermediğimiz iyi oldu. O da gelseydi hiç bi şey kalmazdı raflarda.
Arzu:_  Sen benim anneme alışveriş manyağı mı demek istiyorsun?
Ertan:_ Evet diyorum, neyse ki buralarda görünmüyor.
Kaynana:_Hu hu meraba ben geldim.
Arzu:_  Anneciğim biz de senden bahsediyorduk.
Kaynana:_ Alacağınız olsun sizin, bana haber vermezsiniz ha. Neyse ki kapıcı sizin alışverişe gittiğinizi söyledi de koştum geldim.
Ertan:_ Ulan kapıcı.
(Alışverişe başlarlar.)
Ertan:_ Hayatım unutma. Promosyonlara aldırma.
Arzu:_  Hayatım bak ne aldım: Lastik zinciri.
Ertan:_ Buyrun işte dakika bir gol bir. Hayatım bizim arabamız yok ki…
Arzu:_  ama bu promosyon. Çim biçme makinesi  alana lastik zinciri bedava.
Ertan:_ hayatım bizim çim biçme makinesine ihtiyacımız yok ki…Bizim çimimiz bile yok. Biz apartman katında oturuyoruz unuttun mu?
Arzu:_  Olsun bulunsun, ilerde olur hayatım.
Kaynana:_ Bak bebek puseti alana öküz yemi bedava.
Ertan:_ Aaa…
Kaynana:_ Aman niye bağırıyorsun evladım.
Ertan:_ On kiloluk öküz yemini napıcaz biz. Bizim öküzümüz yok ki…Ay bana bi şeyler oluyor.(Bayılacak hale gelir.)
Arzu:_  Sakin ol hayatım. Ne oldu sana. Al bakiyim şu  tansiyon ilacından.
Ertan:_ Nihayet işe yarar bi şey aldınız.
Arzu:_  Otuz tane çadır alana tansiyon ilacı veriyorlar.
Ertan:_Otuz tane çadırı napıcaz. Biz bedevi miyiz.
Arzu:_  İndirimde hayatım, promosyon, promosyon.
Kaynana:_ Damat damat bak ütü aldım.
Ertan:_ Anneciğim bizim ütümüz vardı, niye aldın ki? İki tane ütüyü napıcaz.
Kaynana:_ Tencere kapağının yanında verdiler.
Ertan:_ Benzini napıcaz.
Kaynana:_ Kapı kolu alana bu benzin bedava.
Ertan:_ Bu kapı koluna da mı para verdiniz?
Kaynana:_ Evladım o da bedava. Bursa işi bıçak alana kapı kolu veriyorlar.
( Adam kibrit kutusunu eline alır bakar.)
Kaynana:_ Aaa bak bütün bu eşyaları neyle aldım biliyor musun? Kibritle. Bi kibrit alana bu kadar eşya bedava.
Ertan:_ Anneciğim bu kibrit ne kadar.
Kaynana:_ 200 YTL.
Ertan:_ Biraz pahalı değil mi anneciğim.
Kaynana:_ Sen nasıl olsun istiyordun?
Ertan:_ Demek birazcık pahalı kibrit kutusuyla bu kadar eşya aldınız. Ben de bu promosyon kibritle kendimi yakmaz mıyım?
(Adam benzini üstüne döküp kibriti yakmaya çalışır.)
Arzu:_ Hayatım bak çakmak getirdim, bununla yak.
Ertan:_ Sağol Arzucum. Beni ne kadar çok seviyormuşsun. Arzu o yanındaki kim?
Arzu:_ Valla billa promosyon.
Ertan:_ Arzu o yanındaki kim?
Arzu:_ Bu mu? Barbaros. 200 YTL alışveriş yapan herkese bunu veriyorlar.
Ertan:_ Arzu sen beni boynuzluyor musun?
Arzu:_ valla promosyon. Bak hayatım bunu alana bu bıçağı da hediye ediyorlar.
Ertan:_ Bu promosyon bıçağıyla ikinizi de delik deşik edeceğim.
Kaynana:_ promosyon manyağı nolcak.
(Adam elinde bıçakla onları yakalamaya çalışır.Karısıyla kaynanası kaçışır. Adam bi yandan da bağırır.)
Ertan:_ kefen reyonuna gidin kefen reyonuna. Yanında promosyon olarak imam da veriyorlarmış. Ölümünüz bedava olacak.
 
SON…
 
  Bugün 146 ziyaretçikişi burdaydı!  
 

Get your own Chat Box! Go Large!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol